Ekranda silah görülüyorsa, o silah patlar!
           Sinemada genel bir kanaat vardır! Eğer bir sahnede silah görülüyorsa, o silah patlar. Maalesef bölgemizde şu an çok sayıda silah var. Şimdi film mi çeviriyoruz ki, böyle bir ifade kullanıyorum. Maalesef tam bir film çevriliyor. Hem de öyle böyle değil. Belki de 100 yıldır senaryosu yazılan bir film içindeyiz. İlk senaristi İngiltere iken, sonra senarist ve yönetmen değişmiş. ABD kısmen senarist ama daha fazla da yönetmenlik yapıyor. 

Suriye'de amaç DEAŞ, DAEŞ, İŞİD adı her ne ise olan örgütü temizlemek değil miydi? Ama bakın pek de öyle olmadığı görülüyor. Suriye sınırlarımızdaki sözde bu örgütün girdiği yerlerden çıkartılması için PYD ve peşmerge güçleri devreye sokuluyor. Peki sonra? Bölgeden çıkartılan DAEŞ'in yerine Kürtler yerleşiyor. PYD dediğimiz de açık açık terörist başı Öcalan'ın posterleri altında bu işleri yapan PKK'sının türevleri olan isimler. Adı PYD, YPG artık ne ise, hepsi terörist PKK'nın kolları. Şuan hedef saptırıp, dikkatleri Barzani üzerine çektiler. Hepimiz Barzani'ye bakarken, aslında Suriye sınırlarımızda özerk kantonlar oluşuyor. Bu kantonlarda seçimler yapılıyor. Esad güçleri bölgedeki DEAŞ unsurlarına müdahale etmeye kalkınca, hemen ABD ve çevresindeki destekçileri Esad birliklerini vuruyor. Neden? Çünkü eğer bölgeyi Esad geri alırsa, birleşmiş bir Kürt özerk bölgesi amaçları bozulmuş olacak.

İşte nihayet yıllardır kandıktan sonra, artık yazılan bu senaryoyu tam olarak görmüş olduk. Senarist ve yönetmenlerinin de kimlikleri ortaya çıktı. Bu oyunun devamı İran ve bizim topraklarımızda planlandığı için, zorunlu bir dostluk grubu oluşturduğumuzu görüyorsunuz. İran-Irak-Türkiye-Rusya ortak görüşmelere başladılar. Birlikte tatbikatlar yapılıyor. Anlaşmalar imzalanıyor. Sınır boylarında askeri güçler birlikte güç gösteriyorlar. İş sadece bu ülkelerle kalmış da değil. Yazılan oyunun yan sahnelerinin kendilerine de dokunacağını anlayan başka ülkeler de var ki, beklenmeyen ziyaretlerin yaşandığını da görüyoruz! Suudi Arabistan kıralı ilk kez Rusya'ya gitti. Putin ve kral Selman birlikte yapabilecekleri işler olduğunu dile getiriyorlar. Hepsinden de daha önemlisi, Çin-Rusya-İran-Türkiye-Irak milli paralar ile ticaret yapalım noktasına geliyorlar. 

Adeta ABD'nin bölgedeki peyki olan Suudilerin bu davranışı çok da normal değil. Umarım onlar da artık kandırılmaktan bıkmışlardır. Kendi kırallıklarının sonunun getirilmesi planlarını anlamışlardır. ABD'nin işine gelmeyen kralın devrilerek yerinden indirildiğini görmüşlerdir. Eğer böyle ise, bölgede ilginç bir güç ve denge kavgası başlayabilir. Bu kavga sertleşebilir. İşte bence bu beklenti olduğu için, ABD bölgedeki PKK türevlerini silaha boğmuş durumda. Eğer bu denli silah bölgeye yollanıyor ve bu silahlar çok kez ekranlara yansıyorsa, benim korkum bu silahların her an patlamaya yakın olduğudur. ABD, sözüm ona kendisi sözde müttefik olduğu bir ülke ile savaşıyor görüntüsü vermemek için, kendi kontrolündeki güçleri kendi silahları ile donatıyor. Bizi de adres gösteriyor. Muhtemeldir ki, bölgede tam savaş bitiyor, İŞİD temizleniyor derken, çok daha çetin yeni bir çatışma-savaş sürecine giriyor olabiliriz. 

Açık açık ülkelerin adlarının dile getirildiğini görüyoruz. Türkiye Rusya'dan savunma füzeleri alıyor. Suudi kral Rusya'ya ziyarete gidiyor. Ambargo uygulanan İran ile anlaşmalar imzalıyoruz. Eksik olan bir hamlemiz daha var! Esad ile de ilişkilerin düzelmesi lazım. Zaten gayet iyi bir hal almışken, bir anda bozulması ve batının dümen suyuna kapılmamız yanlıştı. Eğer bu hamle de yapılırsa, ABD'nin ana oyunu bozulmuş olur. 

Ama gördüğünüz gibi, artık saklamaya gerek kalmadan bunlar yaşanıyorsa, korkum o ki, ABD bölgede silahların patlamasına neden olacak. Ama tabii, burada yine başka bir senaryo ile her zaman yaptıkları gibi, Kürtleri yine satışa getirmek ve yapmayın dedik yaptınız, savaşa siz kalkıştınız diyerek onları bölge ülkelerinin önüne atarak arka plandaki anlaşılmış başka bir plan uygulanıyorsa, Kerkük ve Musul karşılığı bölgesel bir Kürt devleti üzerinde anlaşıldı ise,  artık o kadarına benim stratejik bakışım yetmiyor. Zaten bu kadarı bile oldukça fazla denklemler içeriyor. 

Neyse daha da fazla uzatmadan bağlayayım. Ortalıkta çok silah var. Bu silahlar her an patlayacak ve muhtemelen de bize karşı patlayacak diye düşünüyorum. Bu nedenle de şu anki ortamdan çok çekiniyorum. Sıkıntım ekonomi ya da finansman değil. Onlar çözülür. Ama olası bir bölgesel çatışma-savaş hali nereye gider, nelerle sonuçlanır, çapı ve şiddeti ne olur bunları kestiremiyorum. Bu nedenle BİST için jeopolitik riskler çok ön planda olduğundan, dirençlerin kolay kırılmasını beklemiyorum. Dolardaki hareketler de bu çekincemi güçlendiriyor. Lütfen bu aralar sattıklarınızın yerine bir şey almadan biraz nakitte durup, olan biteni izleyin derim.

 Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.
 

    Saygılarımla

    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_