Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK. Mekanın cennet olsun.
Maalesef bize bıraktığın Türkiye'de hiç de memnun olmayacağın işler oluyor Atam! Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için kurulan, başımız sıkıştığında koşacağımız polis kurumunda yaşananlar içler acısı. Devlet içinde paralel yapı kurdular diyerek bir çok polis görevden uzaklaştırıldı ve-veya yargılanıyorlar. Devleti parçalamaya yönelik bir yapıya büründü diye Polis Akademisi kapatıldı. Ülkeyi derinden sarsan bir çok davada sahte deliller yarattıkları, masum kişilere kumpas kurdukları iddiasıyla bir çok polis, kamu görevlisi yargılanıyorlar.
Çok sayıda hakim ve savcı adalet görevlerini hakkaniyetle yapmadıkları, paralel bir yapı içine girdikleri, gerçeğe aykırı yargılama içine girdikleri için görevden uzaklaştırıldılar. Çok sayıda kamu görevlisi için de benzer incelemer sürüyor. Cumhuriyetin bekaasını korumakla görevli bir çok cumhuriyet savcımız işten el çektirildi, tenzili rütbeye uğradılar. Yurt dışına kaçanlar, devletten saklananlar var.
Ülkemizin en güvenilen, cumhuriyetimizin kurulmasında en büyük görevi üstlenmiş olan Türk ordusu, yalan, yanlış, sahte delillerle tarumar edilmiş durumda. Şanlı askerlerimiz yıllarca haksız yere hapis yattılar. Şimdi ise tüm bu iddiların bir kumpas olduğunu görüyoruz.
Sadece emniyette ve yargıda değil, eğitim, sağlık, tüm bürokrasi kademelerinde de benzer iş birliğine girdikleri için bir çok kişi tutuklanıyor. Kısacası senin ''Gençliğe Hitaben'de dikkat çektiğin her şey gerçekleşiyor Atam!
Tüm bunları ben iddia etmiyorum, devletin en tepesindeki siyasi kişiliklerin, yargının söylediklerini ve tespitlerini yazıyorum.
Senin bize bıraktığın Türkiye bu muydu Atam? Bizler bıraktığın cumhuriyete tam sahip çıkamadık. İnşallah bizim çocuklarımız bu görevi yaparlar. Nur içinde yat Atam. Huzur içinde uyu diyemiyorum. Eminim bu gördüklerinle huzur içinde olamıyorsundur!
Bu vesile ile herkesin bir kez daha senin yıllar evvel yapmış olduğun tespitlerini okumasını dilerim.
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! |
|
MustafaKemalAtatürk |
Aramızdan ayrıldığın bu 10 Kasım günü seni bir kez daha ve eskisinden çok daha büyük bir özlemle, minnetle, saygıyla anıyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_