Ergenekon Davası Kumpas Çıktı!

22.04.2016 09:54
  •  A 

Dokuz yıldır süren Ergenekon Davası Yargıtay tarafından usul ve esas yönünden bozuldu. Böylece ülkeyi çok büyük bir kaosa sürükleyen bir dönem sona erdi. Ama maalesef öncesi ile sonrası Türkiye ve kurumları aynı olabilir mi bilemiyorum! 

Dava iddianamesi daha mahkeme tarafından bile tam okunmadan neredeyse tüm basında ve tüm detayları ile yayınlanmaya başlamıştı. Sayısız köşe yazarı ve gazeteler hemen suçlu ilan eden yazıları yazmaya başlamışlardı. PKK sanıklarının tanıklığı ile TSK'nin bir çok komutanı için suçlamalar yapıldı. Ülkenin Türk ordusu için çocukluk yaşlarından beri yetiştirdiği sayısız silahlı kuvvetler mensubu ve akademisyen tutuklanıp, yıllarca hapis yattılar. Hatta bazıları dayanamayıp kahırlarından hayatlarını kaybettiler.

Sahte dijital kayıtların suç delili yapıldığı ispatlandı. Bir çok farklı yerde toprak altından çıkarılan darbe yapmak için saklandığı iddia edilen askeri mühimmatın aynı zamanda farklı yerlerden çıkartılan mühimmat ile aynı olduğu görüldü. Yani sırf insanlara ve kurumlara suç atmak için kurulan kumpas esnasında, delil olarak kullanılan muhimmatta bile tasarrufa gidip, aynı delilleri farklı yerlerde de kullanmışlar. İşin en üzücü yanı da, bu yapılanlara bir çok hakim, savcı, emniyet müdürü, polis gibi amacı adaleti, kamu güvenliğini sağlamak olan kişiler de bulaşmış.

Maalesef dava esnasında suçlandığını gören ama bildiği suçsuzluğunun ilan edildiğini duyamadan ölen Türkan Saylan gibi 18 kişi var. Yıllarca kendileri hapis yatan yüzlerce kişinin, bu süre içerisinde yakınlarına atılan iftiralarla yaşamak durumunda kalan ailelerinin, eş-dostlarının veballerini kim ödeyecek? 

Yıllarca yalan olan bu davayı sayfalarından, köşelerinden, ekranlarından indirmeyenler şu an kumpas çıkan davaya da aynı şekilde yer veriyorlar mı? Davayı sonuna kadar götürün diyen siyasilerimizden fos çıkan Ergenekon iddiası sonrası da aynı hassasiyeti görüyor muyuz?

Haksız, hukuksuz şekilde ne istedilerse verilen kişilerin, organizasyonların ne gibi haksızlıklara, adaletsizliklere, kumpaslara, devleti yıkmak için hain emellere sahip olduğu görüldü. Peki bunun hiç mi başka suçlusu, sorumlusu yok? Suçlu sadece o gün iddianameyi yazan savcı, kabul eden hakim, sahte delil üreten polis, yalan tanıklık yapan kişiler, tüm bunları yapmaları için onları yönlendirmiş olan örgüt, kişi ya da kişiler mi? Suça bulaştığı için görevden atılan polislerin, emmiyet müdürlerinin bağlı olduğu dönemin müsteşarı, içişleri bakanı yok muydu? Sahte delil ile iddianame üreten, bu sahte iddianameleri kabul ederek suçsuz yere insanları tutuklayan hakim ve mahkemelerin yeri geldiği zaman bir çok kuruluna başkanlık yapan bir adalet bakanı yok muydu? Her türlü imkan ile inanılmaz bir güç tanınan savcıların arkasında duran siyasetçilerimiz yok muydu? Davanın savcısı olan siyasilerimiz şimdi nerede? Peki tüm bu yaşananlardan dolayı hiç mi sorumlulukları yok? En azından topluma bir özür borçları yok mu dersiniz? 

Adalete karışılmaz gibi bir cevap sizce kabul edilebilir mi? Eğer hakikaten karışılmazsa, 17-25 Aralık suçlamalarını, baskınlarını yapan polis, savcılar ve yargı mensupları nerede peki? Yani başkasına dokununca yargıya karışılmaz, o yüzden devam. Bana dokununca hop dur yargı suç işliyor diyen bir anlayış olur mu?

Yaşanan süreçte devletin kozmik bilgileri ortalığa saçılıp, çok özel bilgiler ve belgeler başka devletlere servis edilmiş. Bilişim teknolojileri binası denen bir binanın dışarıdan neredeyse tüm devleti dinlediği ve bu dinlemelerin ucunun nereye bağlı olduğunun bile anlaşılamadığı bir düzenek kurulmuş olmasından ötürü, çözüm olarak binayı tümden toprağa gömelim bile denildi. İyi de bu binanın suç teşkil edecek şekilde yapılanması esnasında yetkili olan kişiler nerede? 

Tüm bu yaşananlar esnasında yazılan yalanları doğru diye gören ve yalanları doğru gibi savunan ama gerçekten masum olan vatandaşlarımız bilmeliler ki, adalet hepimiz için olması gereken bir kurumdur. Adil yargılama hakkı herkesin hakkıdır. Sırf siyasi taraf olunduğu için yapılan yanlışlara sessiz kalmak, görmezden gelmek doğru değildir. Gün gelir siyaseten inandığınız kişilerle sizleri karşı karşıya getiren bir olay olursa, o zaman adil yargı sizin için de gerekli olur. 

Neyse, söylenecek, yazılacak o kadar çok şey var ki, ifade etmek günler sürer. O günlerde bu yalan iddiaları günlerce sayfalarında, ekranlarında manşet yapanlar, her fırsatta dillerine dolayanlar, bugün iki satır haber olarak geçiyorlar. O yüzden en azından ben kendi çapımda bir iki söz sarf etmek istedim. 

Sadece Ergenekon değil, o günlerde farklı isimlerle açılan asılsız bir çok dava da aynı şekilde sonuçlandı. Sonunda adaletin doğruyu bulmasına tabii ki seviniyoruz. Peki ama soruyorum, tüm bu yapılanlardan sonra, masum yere yargılananların suçsuzlukları ispatlanmış olsa bile, Türkiye yine aynı Türkiye mi? Bu sorunun çok geniş olan içeriği ve cevaplarını sizlerin engin ufuklarınıza bırakıyorum!

Alctl Çağrı Muafiyeti Kabul Edildi!
           BIST için bir şey yazmayacağım. Çünkü zaten BIST için görüşlerimi biliyorsunuz. Sadece nokia'nın alctl için SPK'ya yaptığı çağrı muafiyetinin kabul edildiğini söylemek istiyorum. Nokia Fransız ana şirket Alcatel Lucent'in çoğunluk hisselerini ve yönetim haklarını satın aldı. Dolayısı ile öncesinde diğer ülkelerde alcatel lucent'in iştiraki olan şirketler de yeni şirkete geçmiş oldu. Bunlardan birisi de bizdeki alcatel lucent teletaş telekom. Dolayısı ile onun da yeni patronu Nokia olmuş oldu. 

Bana göre patron tümden değiştiği için, yatırımcılara çağrı zorunlu olması gerekir. Ama SPK belirttiği tebliğe istinaden bu talebi haklı görmüş ve muafiyet hakkını tanımış. Uygulamada doğru ya da yanlış tartışılır. Ama ben hiç tartışılmayacak başka bir konuya dikkat çekmek istiyorum! Üç gün evvel alctl, 6,51'den 7,05'e yükselmişken bir anda satışlar gelmeye başladı. Birileri sebepsiz hızlı bir şekilde satış yaptı. Hisse hızla düştü. Hayır olsun diye düşünürken cevabı görmüş olduk. Peki şimdi soruyorum; bir anda gelen satışlar kendiliğinden mi yaşandı acaba?

Şimdi SPK'nın çağrı muafiyetine cevabı apayrı bir konu. Ama bu gelişmenin önceden duyulması ve buna karşı bazı kişilerin işlem yapmasının karşılığı insider trading'tir. Ciddi bir suçtur. Hapis dahil cezası vardır. Umarım SPK bu konunun üzerinde duracaktır. Yoksa normal yatırımcının hakkının korunamadığı bir borsa gelişemez. Bu yaşanan da tek örnek değildir. Aynı şekilde çok yüksek bedelsiz sermaye artışı açıklayan hisselerin de açıklamadan kısa bir süre önce bir anda tavan olması ve sonrasında haberinin çıkması da benzer bir iddia ile incelemeye tabi bir konudur.

Sonuç olarak alctl hissesi çağrı olur diye alanların, çağrı muafiyeti izni duyulunca satmalarından dolayı düşüş yaşıyor. Ama ben kişisel olarak zaten öncesinde fazlası ile düştüğü görüşündeyim. Açıkladığı yıl sonu bilançosuna göre en az bu ederi (6,15) hak ettiğini düşünüyorum. O yüzdenden artık panikle satmanın doğru bir davranış olmadığı görüşündeyim. Bilakis, sektördeki gelişmelerden ötürü, iyi gelen bilanço verilerinin sonraki bilançolarda da devam edebileceği düşüncesindeyim.

Kusura bakmayın, bugün yazımı geciktirdim. Dedim ya, 2007 yılında başlayan bir çok kumpas dava belki bugün ortadan kalktı. Ama maalesef aynı Türkiye'de değiliz. İfadelerimi yayınlamadan evvel tekrar tekrar okumak durumunda kaldığım için yazım gecikti.

Umarım gün gelir, güzel ülkemi bu duruma düşüren kim varsa, bunun vebalinden kurtulamaz. Gönlüm yapılanların karşılığını bu dünyada görsünler diye istiyor. 

    Saygılarımla

    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_


  • 21.04.2016
    09:08

    TCMB yeni başkanı sonrasında dün yapılan PPK toplantısından temkinli bir faiz indirimi kararı çıktı. Kurul, gecelik marjinal faiz oranını yani faiz üst bandını 50 baz puan düşürerek, % 10.50'den % 10,00 seviyesine indirdi. Aynı şekilde gecelik geç likidite borç verme oranını da % 12,00'den % 11.50 s... Devamı »

  • 20.04.2016
    09:15

    TCMB Erdem Başçı görevini tamamladı ve görevi devir alan yeni başkan Murat Çetinkaya bugün ilk Para Piyasası Kurulu toplantısını yapacak.Böylece piyasalar da yeni başkanın faizler konusundaki görüşlerini net bir şekilde görmüş olacaktır. PPK Ne Yapabilir? Piyasada ben dahil, faizler ha... Devamı »

  • 19.04.2016
    09:06

    TCMB yeni başkanının belli olmasından sonra, BIST ve piyasalar faiz indirimini satın almaya başladılar. Yeni başkan ile birlikte ben de hızlı bir faiz indirimi sürecine girilmesini bekliyorum. Zaten bu görüşümü çok önceden beri, yeni başkan seçildikten sonra faiz indirimleri başlayacaktır şeklindeki... Devamı »

  • 18.04.2016
    09:04

    Başkan yadımcısı olarak görev yaptığı TCMB yönetiminde, başkan Erdem Başçı'nın görev süresi dolunca başkan olarak atanan Murat Çetinkaya bu hafta başkan olarak ilk PPK toplantısını yapıyor. Faiz indirimlerine ayak direyen Başçı'nın yardımcısı olduğu için, piyasada eski para politikasını sürdürebilec... Devamı »

  • 15.04.2016
    09:13

    BIST için 84.354 seviyesindeki güçlü direnç kırıldıktan sonra endeksin teknik olarak üst hedeflerine yönelmesi teknik analiz gereği normal bir beklenti olur. Eğer yeniden 84.354 ve devamındaki 83.872 seviyesinin altına inilmezse yükseliş gücünü koruyacak ve son bir aydır yaşandığı gibi, derin bir dü... Devamı »